Her taraftan üstümüze yağan bir kelime var: sürdürülebilirlik. Diyorlar ki, geleceği yaşanabilecek bir şekilde kurmak için bu konuyu konuşmamız ve anlamaya çalışmamız, şart. Aklımdaki Yarın, işte tam olarak bunun için var! Yemeksepeti’nin destekleriyle hazırlanan Aklımdaki Yarın serisinde, hayatın tadını tatlı/ekşi çıkarmayı, bu tatların anlamlarını ve dünyaya karşı sorumluluklarımızla aklımızdaki yarınları konuşacağız. Yaşam tarzımız, gıda alışkanlıklarımız ve geri dönüşüm gibi konuları sürdürülebilirlik çatısı altında konuşup bizleri nasıl bir geleceğin beklediğini tartışacağız. Aklımızdaki Yarın’ı beraber tasarlamaya çalışacağız.
Hadi çatal kaşığını hazırla ve başlayalım!
Sürdürülebilirlik denince akla gelen ilk konulardan biri de çöpler. Çöp, çöp, çöp… Yıllarca ‘doğada 400 yılda kaybolan’ denilen plastiklerin, aslında pek de kaybolmadıkları ve minnacık parçacıklara bölünüp anne karnındaki bebeklerin bile kanında tespit edildiğinin farkına vardık. Plastikler şu anda okyanusun en ücra, erişilmez adalarının kıyılarında bile varlar. Mikroplastikler de kutuplarda bile tespit ediliyor. Ama sanki bir tiyatro oyunundayız: Plastik torbaların bile üzerinde sıfır atık yazan bir dönemden geçiyoruz. Geri dönüştürülüyor denilen çöpler, ithal edilen çöpler. Peki biz tüketiciler olarak neler yapabiliriz? Geri dönüşüm mü yoksa ileri dönüşüm mü yapabiliriz?
See Privacy Policy at https://art19.com/privacy and California Privacy Notice at https://art19.com/privacy#do-not-sell-my-info.